Mor ve Ötesi: Eurovision Öncesi Son Kez
Mor ve Ötesi, Eurovision için geri sayımda. “Deli” şarkısıyla ülkemizi 24 Mayıs'ta Belgrad'ta temsil edecek Mor ve Ötesi’yle Eurovision öncesi bir araya geldik. Son hızla yarışma için hazırlıklarını sürdüren grup “Eurovision’u bir kış günü yolda yürürken karşımıza bir dondurmacı çıkıp bizim de dondurma almamıza benzetiyoruz.” diyor. “ Bizim için beklenmedik bir zamanda gelen beklenmedik bir teklifti. Acaba yeni albüm mü yapsak, bir Avrupa turuna mı çıksak diye düşündüğümüz bir zamanda bize geldi. Aslında yapmak istediğimiz şeylerle de bağlantılıydı. Bu yarışma sayesinde en azından Avrupa’da 100 milyondan fazla insanın izleyeceği bir 3 dakikamız olacak.”
Eurovision için çok az bir zaman kaldı. Nasıl gidiyor hazırlıklarınız? Neler hissediyorsunuz?
Harun: Kasım ayından beri aralıksız olarak Eurovision ile ilgileniyoruz. Önce şarkıyı Tarkan Gözübüyük’le hazırladık. Sonrasında şarkının klibini Ezel Akay ile birlikte çektik. Kostümlerimiz için Ümit Ünal’la çalıştık. Şimdi de Beyhan Murphy ile beraber biraz vücut dillerimiz üzerine çalışıyoruz. Bütün bu süreç, bir çalışma dalgası gibi geçiyor. O yüzden hisleri de bu dalgaya paralel gelişiyor. Herhalde biz tam olarak ne olup bittiğini 20 Mayıs’tan sonra idrak etmeye başlayacağız. Şu anda bizi en keyiflendiren şey “Deli” için yaptığımız promosyon turneleri. Şu ana kadar Yunanistan, Makedonya, Arnavutluk ve Portekiz’e gittik. Sırada Ukrayna, Gürcistan ve Azerbaycan var. Bu ülkelerde kurduğumuz ilişkiler, yaptığımız sohbetler genel olarak iyi hissettirdi. Öyle de olmaya devam edecek gibi.
“Deli”nin sahne performansı için nasıl teknik hazırlıklar yapıyorsunuz? Beyhan Murphy’nin nasıl katkıları oluyor?
Harun: Şimdi bile dikkatinizi çekmiştir. Bakın, duruşlarımızda nasıl değişiklikler var. (Gülüyor ve bazı hareketler gösteriyor.) İşin şakası bir yana bunu biz de merak ediyoruz. İlk defa bir şarkı üzerinde uzun bir süreden beri, bu kadar çok çalışıyoruz. Elbette daha önce konserlerimiz için pek çok şarkı üzerinde çalışmıştık ama bu sefer ilk defa bir şarkının sunumu sırasında kendi bedenlerimizin nasıl durması gerektiğine kadar uzanan detaylı bir çalışma yapıyoruz. Beyhan Murphy ile yaptığımız çalışmanın nasıl sonuçları olacağını bilemiyoruz. Çünkü bu, bizim uzmanlık alanlarımızdan biri değil. Onu Beyhan’la konuşmanız daha doğru olur diye düşünüyorum. Bizim açımızdan, sakil durmadan kendimizi ifade edebildiğimiz yeni bir yol... Bu arada bütün bu yapılan çalışmaların sadece şarkıyı birebir anlatmak için olmadığını söylememiz gerekiyor. Biz 3 dakika içinde grupla da ilgili en iyi fikri vermek için yapıyoruz bu çalışmaları.
“Deli”nin video klibi çok beğenildi. Sahne performansınıza “Deli”nin video klibini anımsatacak, oradaki ruhu tamamlayacak görseller veya temalar da dahil edilecek mi?
Kerem: Klibi birebir hatırlatacak şeyler olacak mı, olmayacak mı onu şu anda tam olarak bilemiyoruz. Çünkü Eurovision sahnesi, farklı teknik olanakları kullanmak açısından o kadar da kullanışlı bir sahne değil. Biz sahnedeki görsel duruşumuz için gerekli olan bütün malzemeyi Eurovision Yarışması’nın teknik ekibine yollamış durumdayız. Ama onlar bize bu malzemenin kullanılıp kullanılamayacağıyla ilgili bir garanti veremiyorlar. Ama öte yandan zaten Avaz’ın heykellerini kalkıp oraya taşımamız mümkün değil. Biz şu anda özellikle sahne performansımızın mükemmel olmasına odaklanmış durumdayız. Beyhan Murphy ile yaptığımız çalışmalar da sahne duruşumuz adına oldukça önemli.
Hazırlıklarınızın ne kadarını tamamlamış durumdasınız? Nasıl bir program sizi bekliyor önümüzdeki günlerde?
Kerem: Hazırlıklar açısından oldukça iyi durumdayız. Şarkıyla ilgili son birkaç prova daha yapmamız gerekiyor. En kısa sürede Eurovision sahnesinin gerçek boyutlarında karşımıza çıkmasını bekliyoruz. Çünkü her ne kadar geniş bir alanda prova yapıyor olsak da, Eurovision sahnesinin gerçeğini görmemiz gerekiyor. O sahneye alışmak için belki biraz mücadele etmek zorunda kalabiliriz. Ama bunun çok büyük bir sorun olacağını düşünmüyoruz.
KIŞIN KARŞIMIZA ÇIKAN DONDURMACIDAN DONDURMA ALMAYA BENZİYOR
Bugüne kadar tanıtım için Yunanistan, Makedonya, Arnavutluk ve Portekiz’e gittiğinizi söylediniz. Nasıl tepkiler aldınız bu ülkelerde? Hem grup olarak hem şarkı olarak?
Kerem: Bizim için oldukça ilginç bir deneyim olduğunu söylememiz gerekiyor. Bizi en çok etkileyen şey şu oldu... İnsan Türkiye’den bir süre dışarı çıkıp, ülkesine başka bir yerden bakınca, oradaki görüntüsünün içerden göründüğünden farklı olduğunu algılıyor. Biz Eurovision’a katıldığımızı açıkladığımızda Kuzey Irak Sınır- Kara Operasyonu başlamıştı. Tanıtım turnesi öncesinde İtalyan Barış Gönüllüsünün öldürüldüğü haberi geldi. Şimdi tanıtım turumuzun 2.bölümü başlıyor. Bu kez de 1 Mayıs gündemde. Ama yurt dışında sanırım insanlar oldukça iyi niyetli.
Kimse bize “Sizin ülkenizde de böyle şeyler oluyor. Ne düşünüyorsunuz?” diye sormadı. Ama bütün bu olanlar bizi çok etkiliyor, üzüyor...
Sosyal ve politik meselelerde ne kadar duyarlı olduğunuzu biliyoruz. Peki bu duyarlılığı, son olup biten bu olayların da fonunda, Eurovision sahnesine bir şekilde taşımayı düşünüyor musunuz?
Harun: Öncelikle bu yarışmanın devletler arası bir yarışma değil, toplumlardan gönderilen temsilcilerin birbirleriyle bir şeyler paylaştığı bir etkinlik olduğu algısının son yıllarda artık iyice yerleşmiş durumda olduğunu görüyoruz. Doğal olarak kimse bizi bir şeylerden sorumlu tutmadığı gibi, biz de gittiğimiz ülkelerdeki çarpıklıklardan oradaki sanatçı ve halk kesimini sorumlu tutmuyoruz. Bütün dünya genelinde yöneticiler ve yönetilenler arasındaki iplerin son derece gerildiğini görüyoruz. Başka ülkelerde, bunları gözlemleme şansımız oldu. Yunanistan ve Portekiz’de de bu süreç 20 yıl önce yaşanmıştı. Umarım bizim ülkemiz de, bu süreçten daha demokratik bir rejimle çıkmayı başarır. 30’lu yaşlarını süren ve iyi-kötü bir hafızası olan bizler için bile bu son 1 Mayıs’ta yaşanan kepazelik hala canımızı acıtıyor.
Eurovision, çok uzun yıllar siyasetin ve ülkelerin kendi aralarındaki çeşitli sorunların işin içine karıştırıldığı bir yapıdaydı. Son yıllarda bunun değiştiğini düşünüyor musunuz? Siz Eurovision’ı kendi tarihinizde nasıl algılıyorsunuz?
Burak: Açıkçası, özellikle son 5 yıldır “telefonla oylama” düzenine geçildikten sonra, ülkelerin politik tavırlarından kaynaklanan “Bu ülkeye oy gitmez” fikrinin biraz değiştiğini düşünüyoruz. Bizim açımızdan Eurovision, şu anda oldukça olumlu tınlıyor. İyi bir deneyim olacağını düşünüyoruz. Bizi, yeni işbirliklerine yönlendirmesi adına, müziğimizi “Deli”nin dışında da Avrupa’da milyonlarca insana ulaştırması anlamında önemli bir süreç olduğu konusunda hemfikiriz.
Eurovision Şarkı Yarışması’ndan müzikal olarak kendi kariyerinize nasıl bir katkı bekliyorsunuz? Bu hep çok eleştirilen bir konu oldu. Eurovision’un hem tarihi boyunca müzik adına dünyaya katkısı sorgulandı, hem de bizim ülkemizde “Eurovision kimseye yaramadı” yorumları yapıldı. Siz Eurovision’a ne kadar inanıyorsunuz?
Burak: Bu konuda herkes bir şeyler söyleyebilir ama bizim genel inancımız herkesin kendi hikayesini yazdığı. Biz kendi adımıza sonuçlarını hep birlikte göreceğiz. Eurovision bizim hızlı ve üretken olduğumuz bir döneme denk geldi. O yüzden şu anda bütün enerjimizle elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz.
Harun: Ben Eurovision’u bir kış günü yolda yürürken karşımıza bir dondurmacı çıkıp bizim de dondurma almamıza benzetiyorum. Bizim için beklenmedik bir zamanda gelen beklenmedik bir teklifti. Acaba yeni albüm mü yapsak, bir Avrupa turuna mı çıksak diye düşündüğümüz bir zamanda bize geldi. Dondurmaya benzetme nedenimse, aslında yapmak istediğimiz şeylerle bağlantılı olması. Avrupa müzik endüstrisiyle bağlantı kurmak adına demiyorum ama en azından Avrupa’da 100 milyondan fazla insanın izleyeceği bir 3 dakikamız olacak öncelikle. Bu 3 dakika ile kendi müzik ve fikirlerimizi insanlarla paylaşma şansı bulacağız.
Eurovision sonrası için neler planlıyorsunuz?
Harun: Bir derleme albüm yayınlamayı planlıyoruz. İçinde “Deli” başta olmak üzere Eurovision için hazırladığımız diğer şarkıların da olacağı, bazı canlı kayıtlar ve remix’lerle zenginleşecek özel bir “Mor ve Ötesi” derleme albümü müzikseverlerle buluşacak.
(Bu röportajın bir bölümü NTV Gece Gündüz programında yayınlanmıştır.)
|